Irak, Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmeye yönelik yapılan uzlaşma çabalarına katılmak istiyor. Bu adım, taraflar arasında “potansiyel arabulucu” rolünü vurgulama girişimleri bağlamında geliyor. Bu, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in, ülkesinin Moskova ile Kiev arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu açıklamasında açıkça görülüyordu. Söz konusu açıklama, 17 Nisan’da Ukraynalı mevkidaşı Dmitro Kuleba ile yaptığı görüşmenin ardından geldi.
Konuk bakan Kuleba, her ne kadar barış girişimlerinin, Rus kuvvetlerinin Ukrayna topraklarından çekilmeden başarılı olmayacağını vurgulasa da Kuleba’nın ziyareti, Irak Başbakanı Muhammed Şii es-Sudani’nin Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky ile yaptığı telefon görüşmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşti. Bu, Ukrayna’nın Irak ile ilişkileri geliştirmeye olan ilgisinin nedenleri, Kuleba’nın ziyaret zamanlamasının önemi veya Rusya ile Ukrayna arasındaki krizi çözmek için Irak’ın arabuluculuğa katkısının başarı olasılığı hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor.
Birden Çok Neden
Ukrayna’nın Irak’la ilişkilerini geliştirmeye ilgi duymasının ve Kuleba’nın Bağdat’ı ziyaret etmesinin nedenleri bir takım gerekçelerle açıklanabilir, bunlardan en öne çıkanları şunlardır:
1- Rusya ile yaşanan krizde Irak arabuluculuğunun etkinleştirilmesi: Kuleba’nın Bağdat ziyaretinden iki gün önce özellikle de 15 Nisan’da, Finlandiya’nın “Helsinki Somat” gazetesi, Rus ve Ukrayna hükümetlerinin artık Irak arabuluculuğu yoluyla, toplantıları Bağdat’ta yapılan doğrudan barış müzakerelerini tartıştığını belirten bir haber yayınladı. Bu raporda gazete, bir yılı aşkın bir süre önce Rus işgalini kınamak için çekimser oy kullanan ve aynı zamanda Ukrayna’ya karşı düşmanca bir tavır almayan ülkelerden biri olmanın yanı sıra haberinde Avrupa Birliği içinden bilgilendirilmiş kaynaklara dayanarak Bağdat’ın iki taraf arasında olumlu ilişkilere sahip olduğunu vurguladı.
Iraklı Bakan Hüseyin, Ukraynalı mevkidaşı Kuleba ile 17 Nisan’da düzenlediği basın toplantısında, “Irak’ın, Ukrayna-Rus savaşına ilişkin ateşkesi desteklediğini” belirtti. Hüseyin ayrıca, “Irak bugün ateşkese varmak ve Moskova ile Kiev arasında müzakereleri başlatmak için taraflar arasında uluslararası bir rolün parçası haline geldi” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 5 Şubat’ta Bağdat’ı ziyaret ederek Başbakan Sudani başkanlığındaki üst düzey Iraklı yetkililerle görüştü. Görüşmelerde, savaşın durdurulması olasılığı ve Moskova’nın uluslararası arabuluculuğu kabul etmesi konularına değinildi.
2- İran ile anlaşmaya varmaya çalışmak: Ziyaretin nedenleri, sadece Moskova ve Kiev arasındaki arabuluculuk ile sınırlı değil. Aynı zamanda Irak’ı Kiev ile Tahran arasında arabuluculuğa zorlama olasılığına da dayanıyor. Kiev’in bunda Irak’ın Suudi Arabistan ile İran arasında arabuluculuk rolü oynayarak elde ettiği ve iki ülke arasındaki anlaşmayla sonuçlanan başarıya dayanması dikkat çekicidir.
Zira Kiev, 10 Mart’ta imzalanan Suudi-İran anlaşmasının Çin’in yanı sıra Irak ve Umman Sultanlığı olmak üzere üç ülkenin ortak çabalarının sonucu olduğunun çok iyi farkındadır. Böylece Irak’ın Riyad ile Tahran arasında 5 turluk diyaloğa ev sahipliği yapma başarısı, anlaşmanın Çin himayesinde imzalanmasına katkıda bulundu. Bu başarı şimdi Irak’ı, Kiev ile Moskova ve Kiev ile Tahran arasındaki arabuluculuk da dahil olmak üzere diğer uluslararası dosyalarda arabuluculuk rolü oynama olasılığına uygun hale getiriyor.
Bu girişim, İran’ın Ukrayna savaşında Rus tarafına yaptığı askeri müdahaleyi hafifletmek kapsamında geliyor. Özellikle bu rol, Rusların bu savaşta benimsemeye başladıkları “melez savaş” doktrini ışığında Ukrayna’da ve genel olarak Avrupa’da güvenlik sisteminin geleceği üzerinde büyük yankılara yol açtığı için Ukrayna tarafının öfkesini uyandırıyor.
3- BM Genel Kurulu’nda Irak’ın oyuna yatırım: 24 Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Irak, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını kınayan bir karar lehine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda oy kullanmaktan kaçınarak tarafsız bir pozisyon aldı. Bununla birlikte, savaşın başlamasından bir yıl sonra ve yine BM Genel Kurulu’nda 23 Şubat’ta yapılan bir oylamada Irak, 141 ülkeyle birlikte, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’dan derhal çekilmesi çağrısında bulunan BM’nin karar taslağını destekledi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun oylarının bağlayıcı bir gücü olmamasına rağmen; uluslararası kamuoyunun önemli bir barometresidir. Kuleba’nın Bağdat’a yaptığı ziyaretin nedeni, Irak’ın son zamanlarda Genel Kurul önünde oy verme davranışından yararlanmaktı. Bu onunla siyasi, diplomatik ve hatta ekonomik ilişkilerin harekete geçirilmesi yönündedir.
4- Ekonomik işbirliği ve ortak anlaşmaların geliştirilmesi: Batılı ortaklarının desteğini alan Ukrayna birkaç aydır Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. Bu bağlamda ekonomik işbirliği, Kuleba’nın Bağdat ziyaretinin gerekçelerinden biridir. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı da 16 Nisan’da yaptığı açıklamada, Kuleba’nın ziyareti sırasında siyasi diyaloğun geliştirilmesi, ticaret hacminin artırılması ve uluslararası kuruluşlarla etkileşim konularını ele aldığını doğrulamıştı. Irak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ahmed Al-Sahhaf da Kuleba’nın ziyaretinin ikili ilişkileri güçlendirmeyi ve çeşitli bölgesel ve uluslararası meseleleri ele almanın yollarını tartışmayı amaçladığını açıkladı. Görünüşe göre Ukrayna’nın bu konudaki güdülerinden biri, Irak ekonomisinin toparlanması ve GSYİH’nin büyüme hızının artması için artan beklentilerdir.
Olası Fırsat
Bu bağlamda, Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’nın ziyaretinin Irak ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri harekete geçirme amaçlı resmi bir ziyaret olduğu söylenebilir. Ancak aynı zamanda Irak’ın rolünün “potansiyel” bir arabulucu olarak ortaya çıktığı “arabulucu rolü”ne yakınsayan birçok nedene dayanmaktadır.
Ancak Irak’ın oynayabileceği bu potansiyel rol, nihayetinde birçok değişkene bağlıdır; bunların başında tarafların böyle bir rolü ne ölçüde kabul ettikleri ve bunun öncesinde arabuluculuk ilkesinin kabul edilmesi gelmektedir. Bunu, bundan sonraki aşamada bölgesel ve uluslararası arenanın tanık olacağı gelişmelerin dayatacağı veriler ortaya koyacaktır.
Şimdiye kadar, 24 Şubat’ta birinci yılını dolduran savaşın, her iki tarafın da pozisyon ve hedeflerinden vazgeçmemesi ışığında, yakın vadede sona ereceğine dair bir işaret yok. Ayrıca, Savaşın kendi çıkarlarına, bölgesel ve uluslararası dengelerdeki konumlarına yansımalarına ilişkin hesaplarını sürekli değerlendiren pek çok güç tarafından her birine askeri ve siyasi destek devam ediyor.