Fırsat Penceresi:
“Müslüman Kardeşler” Sudan’daki silahlı çatışmalarda nasıl bir rol üstleniyor?

Fırsat Penceresi:

“Müslüman Kardeşler” Sudan’daki silahlı çatışmalarda nasıl bir rol üstleniyor?



Sudan’daki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo arasında silahlı çatışmaya dönüşen krizin iki tarafından birine açık bir eğilim gösterdi. İhvan, örgüt yetkilisi Adil İbrahim tarafından 15 Nisan 2023’de yapılan açıklamada Sudan ordusuna desteğini dile getirdi.

Bu açıklama, İhvan’ın tutumunu dile getirdiği tek açıklama değildi. Sudan’daki İhvan’ın bölünmeler ve ayrılmalar nedeniyle bir dizi kolu var. Eski iktidar olan Ulusal Kongre Partisi, 2019’da eski Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir rejiminin devrilmesinden önce, Hızlı Destek Güçleri ile yaşanan çatışmalarda da Sudan ordusuna desteğini açıklamıştı. 

İhvan ve eski rejimin liderleri, Sudan’ın içinde bulunduğu ve yakın zamanda sona ermesi beklenmeyen bu dönemde tanık olduğu derin krizi yeniden siyaset sahnesine dönmeleri için istismar etmeye çalışıyor.

Ana Belirleyiciler

Eski rejimin liderleri de dahil olmak üzere Sudan’daki “İhvan” örgütünün ve çeşitli kollarının, Sudan ordusu ile HDK arasındaki krizin fitilini ateşlemeye dahil olduğu hipotezinin geçerliliğinden bağımsız olarak; karmaşıklıkla karakterize edilen Sudan arenası için başlıca bağlamlar vardır, en önemlileri şunlardır: 

1- İhvan’ın siyasi geçiş sürecine engel olması: Sudan dışındaki “İhvan” örgütüne bağlı medya kuruluşlarına göre, eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir rejiminin devrilmesinden sonra İhvan örgütünün veya Ulusal Kongre Partisi’nin açıklaması, siyasi geçiş sürecine yönelik düzenlemeleri baypas etmeye ve kamuoyuna sızmaya yönelik ilk girişim değildi. 

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı sıfatıyla Abdulfettah el-Burhan ile eski Başbakan Abdullah Hamdok arasında patlak veren kriz (Ekim 2021), geçiş döneminin yönetimi konusundaki anlaşmazlığı istismar ederek İhvan örgütünün yan kollarının yeniden arenaya dönmesi yönünde hız kazanmasında bir dönüm noktası oldu.

2022’de Ömer El Beşir rejimi ve Müslüman Kardeşler’e bağlı bazı önde gelen liderlerin serbest bırakılmasının ardından, Müslüman Kardeşler’e bağlı parti ve kuruluşlar, Sudan arenasındaki diğer İslami oluşumlarla işbirliği içinde, İhvan örgütünün “dışlama” planlarıyla teşvik ettiği politikaya karşı koymak için “Geniş İslami Hareket” (Nisan 2022) olarak bilinen oluşumu oluşturmaya başvurdu. 

Sudan yerel medyasında yer alan haberlere göre, İhvan faaliyetlerinin artması bağlamında, siyasi geçiş sürecini engellemek için ve Sudan ordusu ile HDK arasındaki çatışmaların patlak vermesinden önce Sudan’ın tanık olduğu gerilim esnasında Sudan İslami Harekatı Genel Sekreteri Ali Kartey yaptığı açıklamada, “Tarafların çoğunun büyükelçiliklere yöneldiği, gençlerin fikirlerinin yok sayıldığı ve öldürüldüğü gerçeği ışığında, Sudan’ın güvenliğinin ve emniyetinin gerçek garantörü olarak silahlı kuvvetleri olan Sudan ordusunun arkasında durulması” gerektiğini vurguladı. 

2- Sivil güçler ve Dagalo’nun, İhvan’ın geri dönüşünü reddetmesi: İhvan örgütü, özellikle Hamdok hükümetinin devrilmesinden sonra, askeri ve sivil unsurlar arasındaki anlaşmayı reddederek siyaset sahnesini terk etmedi. İhvan, “devlet kurumlarında önceki rejiminden kalan siyasetçilerin yetkilerinin kaldırılması ve hukuka aykırı olarak elde edilen fon ve varlıkların geri alınması” maddesine dayanılarak bu anlaşmayı engellemeye çalışmıştır. Bu, gösteri çağrısıyla yapıldı ve “Sudan Halkının Nidaa’sı” girişimi gibi örgüte bağlı bir dizi kuruluş, söz konusu anlaşmayı reddeden açıklamalar yaptı.

İhvan tarafından örgütlenen bu hareketler, Sudan arenasında sivil siyasi güçler tarafından reddedildi ve siyasi sürecin sözcüsü Halid Omar, eski rejimi bugün Sudan’da silahlı çatışmaları ateşlemekle suçlamaya başladı. Omar, “Eski rejimin unsurları, bir tarafta destekçileri, diğer tarafta ise karşılarında duranlar olarak halkı bölen bir düzen dayatarak başlatmaya çalıştıkları savaşa bir kılıf sağlamak istiyor.” dedi. 

Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı, ilk günlerden itibaren “kuvvetlerinin Sudan’ı demokrasiden uzak tutmak isteyen İslami radikallere karşı savaştığını” düşünüyordu. Siyasi danışmanı Yusuf İzzet, “Bir savaş bekleniyordu. Bunu aşırı İslamcılardan bekliyorduk, bizi ve siyasi süreci hedef alan bir darbe var” diyerek bu vizyonu pekiştirdi. 

3- İçişlerinin karmaşıklığı ve silahlı grupların müdahalesi: Sudan’daki sahne, bazı silahlı grupların mevcut çatışmaya dahil olma olasılığına ek olarak, mevcut krizde taraf tutabilecek ve oluşumların çokluğu açısından karmaşıklıkla karakterize ediliyor. Özellikle, Sudan’da çoğu Darfur’da olmak üzere 80’den fazla silahlı grubun olduğu tahmin ediliyor. 

Sudan ordusu ile HDK arasında yaklaşık bir hafta süren çatışmalardan sonra, bazı gruplar orduya destek vermeye başladı. 21 Nisan 2023’de basında çıkan haberlere göre, Doğu Sudan’daki sözde “Beja Nezzarat Yüksek Konseyi” orduya desteğini duyurarak, ordunun yanında yer aldı. Yerel basında yer alan açıklamada, “Askeri teçhizatımız ve tüm personelimizi silahlı kuvvetlerin komutası altına alarak, kendimizi dizginleyerek, silahlı kuvvetlerin saflarında yer aldığımızı duyuruyoruz.” İfadeleri kullanıldı.

Sudan ordusu ile HDK arasındaki silahlı çatışmanın devam etmesi durumunda, çatışmanın silahlı oluşumları ve grupların katılımıyla bir iç savaşa sıçrama olasılığını etkileyebilir. İhvan örgütünün, örgüte bağlı oluşumların silaha sarılacağından emin olmamakla birlikte, onunla ittifak halindeki diğer İslamcı oluşumlar aracılığıyla sahneye çıkma ihtimalini arttıran bir durumdur. 

4- Bölgesel ve uluslararası kutuplaşmanın yansımaları:  Öngörülebilir bir gelecekte bir dizi yabancı ve bölge ülkesinin vatandaşlarını tahliye etmeye başlamasıyla silahlı çatışmaların sona erme olasılığına dair net göstergeler yok. Bu tahminler, krizin kısa olmayan bir süre daha devam edeceğini ve önümüzdeki dönemde bölgesel ve uluslararası kutuplaşmanın Sudan sahnesindeki yansımalarının artacağını gösteriyor. 

Son yıllarda bölge ülkelerinde yaşanan sürdürülebilir krizler, bölgesel ve uluslararası güçlerin mevcut silahlı çatışmalara, çıkar hesapları ışığında bir tarafı diğerinin zararına destekleyerek ve diğer muhalif taraflarla yüzleşerek müdahil olduğunu göstermektedir. Rusya-Ukrayna savaşının ardından küresel kutuplaşmanın artmasıyla Sudan, önümüzdeki dönemde gerilimlerin uluslararası arenaya ihraç cephelerinden biri haline gelebilir ve uluslararası çatışmalar için yeni bir sahneye dönüşebilir.  

Sudan’ın bölgesel ve uluslararası bir kutuplaşma arenasına dönüşmesi, Müslüman Kardeşler’in kendisini sahada Sudan ordusunun destekleyici müdahalesi ışığında bir anlaşmaya varılabilecek bir güç olarak sunması için bir kılıf sağlayabilir. Sonuç olarak, bölgesel ve uluslararası taraflarla iletişim hatları açma olanakları, onlara silahlı çatışmaların sona ermesinden sonra çözümlerin herhangi bir aşamasında müzakere masasında olma meşruiyetini vermektedir. 

Hareket Yönü

Sudan arenasının karmaşıklığı ve ordu ile HDK arasındaki silahlı çatışmaların patlak vermesinden önce İhvan örgütünün kollarının hareketleri ışığında çatışmaların başlangıcından itibaren İhvan hareketinin özellikleri ve bunların lehlerine kullanılması şu şekilde ifade edilebilir: 

1- Ordu ile yakınlaşmak ve olası bir anlaşmaya varma ihtimali: Ordu ile HDK arasında silahlı çatışmaların başlamasından bu yana her iki tarafın da savaşı kendi lehine sonuçlandırdığına dair bir emare yok. Bu, özellikle başkent Hartum’da olmak üzere ülkedeki bazı hayati tesis ve karargahlar üzerindeki kontrolün değiş tokuş edilmesi vakalarının ışığında oldu. Devam eden çatışmalarla, her iki tarafın statüsünü artıran faktörlerden biri de ona verilen siyasi ve halk desteğinin boyutu. 

Siyasi geçiş sürecine dahil olan ve çerçeve anlaşmasını destekleyen sivil siyasi güçlerin taahhüdünün önünde İhvan örgütünün, kendisine bağlı İslamcı partiler, hareketler ve oluşumlar aracılığıyla çatışmaların başından beri Sudan ordusunu destekleyen bir taraf olarak ortaya çıkması, bu unsur ile ordu liderleri arasındaki yakınlaşmanın güçlenmesine neden olabilir. Bu, daha sonra eski rejimin temel direkleriyle ittifak yoluyla Sudan ordusuna siyasi olarak zarar verebilecek olsa da, en azından gelecekte siyaset sahnesinden dışlanmamayı garanti eden bir anlaşmaya varma olasılıklarına yol açar.

Yerel basında çıkan haberlerde daha önce, Sudan ordusu ile İslamcı hareket arasında, aşırılık ve şiddetten vazgeçmeye yönelik İhvan’dan bahsetmeksizin anlaşmaların olduğu belirtilmişti.

2- Bölgesel aktörlere karşı bir hikaye oluşturmak: İhvan örgütü, sosyal medya aracılığıyla Sudan kamuoyunu yönlendirmeye ve çıkarlarına hizmet eden bir hikaye oluşturmaya çalışıyor: Birincisi: Gerçeğin aksine, kontrolün paylaşıldığını göstermek için sosyal medyada orduya karşı bir medya savaşı olduğu iddiaları yoluyla Sudan ordusu için kararlılığı teşvik etmek. İkincisi: HDK isyanı söylemini silahlı kuvvetlerle bağlantılı olduğu için pekiştirmek. Bu nedenle Genel Komutanlığa aykırı her hareket isyan sayılır. Üçüncüsü: HDK için bölgesel grupların desteğine atıfta bulunulmasıdır. Bu, kuruluşun genel kontrolörünün ifadesinde ortaya çıktı. Açıklamalarda, “Silahlı kuvvetlere dayatılan bu savaşın, ülkenin birliğini bozmak, orduyu dağıtmak ve Sudan’ı başarısız bir devlet haline getirmek için dış ve bölgesel taraflar ve iç ajanlar tarafından hainlikle ve kurnazlıkla planlandığına” işaret edildi.

3- Siyasi geçiş sürecinin azalan önceliği: Ordu ile HDK Güçleri arasındaki silahlı çatışmalar, Aralık 2022’de üzerinde anlaşmaya varılan çerçeve anlaşmasına göre, siyasi geçiş sürecini tamamlamanın azalan önceliği ışığında, İhvan için yeniden siyaset sahnesine dönme fırsatını temsil ediyor. Bu, iki taraf arasındaki krizi tırmandırma düzeyinin düşürülmesinde siyasi güçlerin etkisinin azalmasına ek olarak, bu anlaşmanın hükümlerinin uygulanmasına devam edilmemesi anlamına gelir. Çerçeve anlaşmasını imzalayan siyasi güçlerin her iki tarafın liderleriyle yaptığı çağrılara ve iletişimlere rağmen, çatışmaları durduracak somut bir anlaşmaya varılamadı. 

Her iki taraftan gelen açıklamalar, bayram günlerinde ateşkesin sona ermesinin ardından olası askeri tırmanış ve yabancı uyrukluların Sudan’dan tahliyesi; silahlı çatışmaları sona erdirmek için ana referans olarak bölgesel ve uluslararası çabalara yanıt vermedeki başarısızlığı ve askeri kararlılığı destekleme eğilimini gösteriyor. Bu, İhvan’ın planlarına hizmet eden silahlı çatışma halinin sona ermesine kadar Sudan’da siyasi bir geçiş sürecinin kapatılması anlamına geliyor. 

İhvan ve İslamcı akımlar, çatışmaların sona ermesinden sonra, çerçeve anlaşmasının ötesine geçen düşmanlıkların sonlandırılmasının nihai biçimi ne olursa olsun, yeni bir siyasi durumu teşvik etme eğilimindedir. İhvan örgütünün yönlendirmeleri, çerçeve anlaşmasını bitirme arzusunu gösteriyor. Özellikle, eski iktidar partisi olan Ulusal Kongre Partisi, “çerçeve anlaşmasını tamamen reddettiğini ve anlaşmaya tüm yasal yollarla ve meşru yöntemlerle şiddetli direnişini ilan ettiğini” teyit eden bir açıklama (Aralık 2022) yayınladı. 

4- Sudan’daki siyasi bölünmenin derinleştirilmesi: Siyasi bölünmeyi derinleştirmek için İhvan örgütünün yan kolları ve unsurları sosyal medyada, “Özgürlük ve Değişim” partilerin dış gündemleri ülkeye taşıdıklarını ima ederek, bazılarını Sudan’da çerçeve anlaşması taraflarının faaliyetlerinin yasaklanması çağrısında bulunmaya ve “ulusal bir savaş” yürüten Sudan ordusunu desteklemekten başka yer kalmadığını söylemeye sevk etti. Böylelikle, ikilemde kalan siyasi bileşenlerin ve partilerin ulusal olmadığı iddia edildi. 

İhvan, daha önce ordu ile HDK arasındaki çatışmalar öncesinde bölünmeyi derinleştirmek için harekete geçmişti. Ancak bu dönemde teşvik edildiği gibi vatansever değil, İslami sloganlar aracılığıyla oldu. 10 İslamcı bloğu içeren “geniş İslami akım” olarak bilinen oluşum sayesinde, siyaset sahnesinde iki bloğun varlığını göstermeye çalışıyordu. Bunlardan biri, İhvan’ın tanımına göre Batı gündemine sahip bir sivil hareketin aksine, oluşumu sadece İhvan’la sınırlı olmayan İslamcı bir harekettir. Sadece İhvan’ı veya eski rejimin liderlerini değil, İslamcı akımları da dışlama arzusu olduğunu göstermektedir. 

Sisli Gelecek

Son olarak, İhvan örgütünün kolları, HDK Güçleri ile yaşanan çatışmalarda Sudan ordusuna destek göstermesine rağmen, ancak örgütün Sudan siyasi sahnesindeki geleceği, diğerinin pahasına savaşa askeri olarak karar verecek hiçbir tarafın henüz ortaya çıkmamış olması gerçeğinin ışığında, belirsizliğe bürünüyor. Çatışmaların başından beri destek gösterdikten sonra İhvan örgütü ile Sudan ordusu arasında bir anlaşma olasılığının olduğunu varsayarak da gelecekte hayata geçirilmesi garanti edilemez. Bu, Sudan ordusunun İhvan örgütünü siyasi hesaplarda kendi lehine kullanmasının, örgüte gelecekte kesin olarak önemli bir rol vermeden, yalnızca siyasi geçişteki sivil siyasi bileşenin baskılarını eşitlemek için kullanma olasılıklarının ışığında geliyor. Ayrıca, mevcut silahlı çatışmaların sona ermesi ve nihai anlaşmanın seyri, silahlı çatışmalar sonrası sahnede İhvan’ın geleceğini belirleyebilir.