Cezayir Devlet Başkanı Abdulmecid Tebbun 22 Mart’ta yaptığı açıklamada, ülkesinin Rusya ile Ukrayna arasında arabulucu rolü üstlenmeye hazır olduğunu söyledi. Tebbun, “Cezayir, Ukrayna krizinde arabuluculuk yapacak kadar güvenilirliğe sahip birkaç ülkeden biri” dedi. Böylece Cezayir, Ukrayna’daki krize ilişkin kurmaya çalıştığı dengeye bir adım daha ekliyor. Bir önceki adımı ise Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki büyükelçiliğini yeniden açmaktı.
Görünüşe göre böyle bir adım, Cezayir’i arabuluculuğa sevk eden nedenlerle ilgili bazı soruları gündeme getirse de; aynı zamanda bu, “stratejik bir hamle” elde etme girişiminin bir parçası olarak geliyor. Bu adım, Cezayir’in çıkarları ve dış politikasında izlediği esnek yaklaşımı da harekete geçirmek kapsamında geliyor. Özellikle de Tebbun’un önümüzdeki Mayıs ayında Moskova’ya yapması planlanan resmi ziyaretinin öncesinde böyle bir adımın atılması dikkat çekici.
Ana Hususlar
Cezayir’i Ukrayna krizinde arabulucu rolü oynamaya iten pek çok husus olduğu söylenebilir. Bunların en belirgin olan hususları şunlardır:
1- Arabuluculuk çabalarına dahil olmak için yapılan uluslararası çağrılar: Cumhurbaşkanı Tebbun’un açıklamalarının Avrupa Birliği dış politika yetkilisi Josep Borrell’in 13 Mart’ta Cezayir’e yaptığı ziyaretin ardından gelmesi de dikkatleri çekti. Borrell, Cezayir’i “Rus-Ukrayna savaşının krizinin çözümüne katkıda bulunmak için tüm ağırlığını koymaya” çağırdı.
Cezayir’i arabuluculuk rolü oynamak için müdahale etmeye çağıran tek yetkilinin Borrell olmadığı açıktır. Görünen o ki Rusya, özellikle savaşın patlak vermesinden bu yana izlediği dengeli yaklaşımın ışığında Cezayir’in bu rolü oynamasına olumsuz bakmıyor. Ayrıca bu rol, Moskova’nın çıkarlarına uygun bir anlaşmaya varılmasında çeşitli seçeneklerin değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Özellikle bu, Ukrayna ile tırmanan krizle başa çıkmak için askeri seçeneği kullanmasının ardından Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Moskova üzerindeki baskının artmasıyla aynı zamana denk geliyor. Dolayısıyla, belki de Cezayir cumhurbaşkanının ülkesinin “arabuluculuk yapabilecek niteliklere sahip” olduğundan bahsettiği açık “güven”in nedenleri açıklanabilir ve Batı ülkelerinden özel ilgi görecek olan Moskova’ya bir sonraki ziyaretinde bu fikrini sunacak.
2- Krizin iki tarafı arasında dengeli bir politika izlemek: Cezayir, uluslararası arenada ABD’nin başını çektiği eksenden her zaman uzak durmaya özen göstermiştir. Bu dengeli politika, Cezayir’in Batılı ülkelerle, özellikle ABD ile yakınlaşması, “İslami Mağrip El Kaide” örgütü ve daha sonra “DEAŞ” örgütüne karşı terörle mücadelede istihbarat bilgilerinin paylaşılmasıyla yardım etmede oynadığı önemli rol sayesinde geldi. Bunun, bu ülkelerden bazılarıyla ortak askeri tatbikatlara katılmak gibi birçok olumlu yansıması oldu. Geçen yıl 19 Eylül’de iki ülke arasında geçen yıl askeri işbirliği programı kapsamında ABD ile düzenlenen ortak deniz tatbikatına gibi.
Bu, Rusya’nın, özellikle Sahel ve Sahra bölgesi düzeyinde oynadığı bölgesel rol ışığında, Cezayir ile ikili ilişkilerini geliştirmeye özel ilgi gösterdiği bir zamana denk geliyor. Bu, Rusya’nın, önümüzdeki Mayıs Tebbun’un Moskova’ya yapacağı ziyareti memnuniyetle karşılamsında açıkça görülüyor. Burada bu dengeli konum, uluslararası arenada Cezayir’in sahip olduğu hareket özgürlüğünün genişlemesine izin veriyor ve krizle mücadelede yeni girişimi için destek toplamasına yardımcı olabilir.
3- Enerji sektörünün önemi: Ukrayna’daki savaşın petrol ve gaz piyasalarına olan yansımaları, başta Avrupalılar olmak üzere uluslararası ilginin Akdeniz’e çevrilmesine katkıda bulundu. Bu, Cezayir’in sadece İtalya, İspanya ve güney Avrupa ülkelerine gaz tedarikçisi olarak değil; aynı zamanda Avrupa’ya gaz tedarikinde üçüncü sırayı işgal ettiği için kendisini büyük bir enerji tedarikçisi olarak görüyor.
Aksine, Avrupa’da olup bitenler, Cezayir’i enerji sektörünün Avrupa için önemine dayalı olarak bir “Akdeniz gücü” olarak etkisini yeniden kazanmaya yöneltti. Daha sonra İtalya gibi Avrupalı aktörlerle iyi ilişkilere dayalı olarak Ukrayna krizinin tarafları arasında arabuluculuk çabalarına girişmektedir. Özellikle geçen 26 Mayıs itibarıyla “Cezayir gazının Avrupa’daki tek distribütörü” haline geldikten sonra oldu.
Avrupa Birliği’nin güvenli bir enerji kaynağı olarak Cezayir ile ilişkilerini geliştirmeye olan ilgisi, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in 5 Eylül 2022’de Cezayir’e yaptığı ziyarette açıkça görüldü. Bu ziyaret sırasında Tebbun ile görüştü ve onunla Cezayir’in Avrupa’ya daha fazla gaz tedarik etme olasılığı gibi birçok dosyayı görüştü. Bu ziyaretin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ziyaretinden 10 gün, eski İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin ziyaretinden ise haftalar sonra gelmesi dikkat çekiyor. Bu adım, 24 Ocak’ta mevcut İtalya Başbakanı Giorgia Meloni tarafından tekrarlandı. Bu ziyaretlerde gerçekleştirilen görüşmelerde Ukrayna savaşı ve enerji krizi dosyası ele alındı.
4- Cezayir’in bölgesel krizlere yaklaşımına destek çekmek: Cezayir, birçok stratejik ve güvenlik kaygısı nedeniyle, kriz ülkelerinde meydana gelen gelişmelere özel ilgi gösteriyor. Özellikle de Libya ve Mali gibi coğrafi çevresine giren ülkelerdeki gelişmeler. Bu, Cezayir’in bu ülkelerde güvenlik ve istikrarı artırmak amacıyla bu krizlere çözüm bulmak için gösterdiği çabalara yansıdı.
Ancak Cezayir bununla da yetinmemekte, aynı zamanda bu olası yerleşimlere yönelik kendi çıkarlarını ve bu yerleşimler için başlangıç aşaması olarak formüle edilebilecek siyasi ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin hesaplarını yansıtan yaklaşımlar benimsemektedir. Özellikle bu yaklaşımların çokluğu ışığında, bu krizlere karışan güçlerin farklı görüş ve çıkarlarının bir sonucu olarak, uluslararası desteği çekmeye çalıştığı şey budur. Cezayir, bunu başarmak için Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki dengeli konumundan yararlanmaya çalışabilir.
Sürekli Yaklaşım
Cezayir’in bundan sonraki aşamada da tüm taraflarla mesafeli olmaya paralel olarak bu yaklaşımı sürdürmeye devam etmesi bekleniyor. Bu, uluslararası arenada kendisine sunulan seçeneklerin marjını genişletmek içindir. Özellikle Avrupa ile enerji bağlantılı derin ekonomik çıkarları ve silahlanma alanında Rusya ile kesişen stratejik çıkarları var. Belki de Tebbun’un önümüzdeki Mayıs ayında Moskova’ya yapacağı ziyaretin, Cezayir’in Ukrayna krizinde arabuluculuk rolü oynamak için ne kadar ileri gidebileceğini ortaya koyacağı söylenebilir.